21 Mart 2013 Perşembe

Süleyman Soylu, 25 yıllık siyasi karakterini ve Başbakan ile anılarını anlattı




AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, Demokrat Parti kökenli bir siyasi anlayışla beslendiğini ve yıllarca o çatı altında siyaset yaptığını ifade ederek, AK Parti’ye geçmeden önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yollarının defalarca kesiştiğini anlattı. Başbakan ile yıllar önceki anılarını anlatan Soylu, özellikle 1994 yerel seçimlerinde kendisi de İstanbul’da bir ilçenin DYP’li başkanı olmasına rağmen DYP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Bedrettin Dalan’ı tasvip etmedikleri için, büyükşehir için oy istemediklerini söyledi. Soylu, 94 seçimlerinde Refah Partisi’nin İstanbul adayı olan Recep Tayyip Erdoğan için annesi ile aralarında geçen ilginç diyalogu aktardı. Siyasetçi bir aileden gelen ve yaklaşık 25 yıldır aktif siyasette bulunan Süleyman Soylu, siyasi yaşamının hiç bilinmeyenlerini ve Başbakan ile yıllar öncesine dayanan anılarını Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) anlattı. Siyasete hep 1987 yılında başladığı bilinen Soylu, bunu düzelterek aslında 1984 yerel seçimlerinde aktif olarak çalışmaya başladığını bildirdi. Daha 14 yaşlarındayken genç bir siyasetçi ne yapması gerekiyorsa onları yaptığını aktaran Soylu, 1982 Anayasa oylamasında ise yaşlılarla sandığa kadar giderek, çok sayıda hayır’ oyu kullandığını dile getirdi. "1994 YEREL SEÇİMLERİNDE BEDRETTİN DALAN'I TASVİP ETMEDİĞİMİZ İÇİN DESTEKLEMEDİK" Babasının da siyasetçi olduğunu hatırlatan Soylu, kardeşinin öldüğü dönem siyasete biraz ara verdiğini, fakat 1991 seçimlerinde yine çalışmaya başladığını anlattı. Soylu, daha sonra İstanbul Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı seçildiği dönemde artık ilk özgün konuşmasını yapmaya başladığına dikkat çekti. Soylu, o dönemki çalışmalarını şu ifadelerle anlattı: “94 yerel seçimlerinde İstanbul’da Bedrettin Dalan’ı tasvip etmediğimizden dolayı, İstanbul’un ücra köşelerinde çalıştık. Yani siyaset yaparken aslında kendimize ait ciddi ve çok kritik çizgilerimiz oldu. O çizgilerden hiç vazgeçmedik. Diyelim ki yani DYP içinde olduk, ama Bedrettin Dalan için çalışmadık. Çünkü doğru bulmadık, birçok da sebebi vardı. Gittik o zaman belde belediyelerinde çalıştık. Bu DP çizgisinden gelen insanların kendilerine ait böyle bir itiraz sesleri vardır. Bunlar muhakkak ki bir şeyi beğenmedikleri zaman itiraz ederler. İtirazlarını da demokratik kanallarla yaparlar.” “BENİM DEMİREL İLE HERHANGİ BİR İLİŞKİM OLMADI” Süleyman Demirel’in 93’te Cumhurbaşkanı olduğunu hatırlatan Soylu, “91 ve 93’de de benim Demirel ile herhangi bir ilişkim olmadı. Biz 91’de ilk DYP kabinesine itiraz ettik. Bu kabinenin 91 mücadelesinin kabinesi olmadığını hep iddia ettik. Yani böyle bir siyasal karakter oluştura oluştura geldik." ifadelerini kullandı. Soylu, Mehmet Ağar’ın genel başkan olduğu dönemde de aktif siyasete biraz ara verdiğini, parti kötüye gidince 2007 yılında genel başkanlığa aday olduğunu bildirdi. “REFERANDUM SÜRECİNDE TELEFONLARLA BASKI YAPTILAR” Genel başkan seçildiğinde söz verdiği gibi barajın altında kaldıkları için istifa ettiğini ve olağanüstü kongreye gittiklerini bildiren Soylu, kongrede Hüsamettin Cindoruk’un genel başkan seçilmesiyle birlikte, referandumdaki çalışmalarından dolayı partiden ihraç edildiğini hatırlattı. Türkiye’nin her tarafında konferanslar verdiğini aktaran Soylu, “Adım adım gidebileceğimiz her yere giderek okyanusta bir zerre kadar katkımız olabilir diye çalıştık. O da bizim karakterimize bir katkıda bulundu. Yani şu söylenebilir, yüzde 42 yüzde 58’e dahil olmamızı istemiyordu. DP o gün ki genel başkanları nezdinde hayır oyu vermişti. Oradaki insanların telefonlardan, başka türlü mecralardan söz konusu oldu ama hepsi atlatıldı.” diye konuştu. “PARTİDEN İHRACIMI ORTAK BİR AKIL İSTEDİ” Partiden ihraç edilmesine de değinen Soylu, ihracı partiden ziyade ortak bir aklın istediğini kaydederek, bir siyasi partinin kendi var oluş ilkelerinin tersine hareket etmesinin Türk siyasi tarihi içinde bir ironi olduğunu vurguladı. Soylu, ihraç olayında isimlerin önemli olmadığını amacın fikirler ve idealler olduğuna dikkat çekti. Soylu, sözlerine şöyle devam etti: “Yani bunu Balyoz davasından, Ayışığı’ndan, Sarıkız’dan daha sonra 2009’da planlarından ortaya çıkan hadiselerden, bütün bunları silsile itibarı ile söylüyorum, 2009’dan sonra Türkiye’de yeni bir itibarsızlaştırma hadisesini ortaya koymak için, bir cephe konumuna sokmak için çalışacaklardı. Fakat AK Parti’nin Türkiye’nin demokratikleşme kararlılığı, o kadar ürkütmüş ki, burada o güne kadar beraber olan bütün paydaşlar, milletin iktidarını egemen kılmaya çalışanları engellemeye çalıştılar. Vesayet düzeninin öyle bir aklı var ki, bu akıldaki üstünlüklerini kaybetmemek için topuyla tüfeğiyle cümbür cemaat bu işin içine dahil oldular. Bence oradaki operasyon o idi.” Daha sonra AK Parti’ye geçiş sürecini de anlatan Soylu, uzun süre İstanbul’da siyaset yaptığı için Başbakan Erdoğan ile tanışıklıklarının olup olmadığını şu sözlerle anlattı: “Genel olarak bir tanışıklık söz konusu tabi, sonuçta İstanbul’da siyaset yapıyorsunuz. Aslında kimsenin bilmediği bir şey söyleyebilirim, bundan Başbakan'ın da haberi yok. Sayın Başbakan’ın rahmetli babası ile benim dedem mesai arkadaşları. İkisinin de şöyle temel bir görevi var: İşte gemiler ya Eyüp’e ya da Kuruçeşme’ye çekiliyor. Orada bazen rahmetli kıldırıyor bazen dedem kıldırıyor. Öyle bir yıllardan beri gelen, bizim ailemizin de bildiği böyle bir şey var.” Yine Başbakan ile bir anısının daha olduğunu dile getiren Soylu, ilçe başkanı olduğu dönem partiye iki katlı bir bina aldığını, binanın çatı katında bir toplantı salonu yaptıklarını, fakat ilçe belediyesinin bunu yıktığını belirterek, “O zaman İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı. Yine böyle kucaklayıcı, şefkat gösteren babacan tavrı ile dinledi bizi. Bize dedi ki ‘ben de Fatih başkanıyken aynısını yaptım. Siz sabırlıymışsınız’ dedi. Sonra belediye başkanını aradı, bir arkadaşınızı görevlendirin dedi ve binanın üzerini yaptık.” ifadelerini kullandı. ‘ANNEM ‘OYUMU TAYYİP ERDOĞAN’A VERECEĞİM’ DEDİ” Başbakan Erdoğan ile ilgili olarak annesi ile arasında geçen bir diyalogu da anlatan Soylu, “94 seçimlerinde de şöyle bir şey oldu. Seçime gidiyoruz ve biz Bedrettin Dalan’a karşıyız. Dalan DYP adayı. Ben hep annem ile beraber oy kullanırım. Anneme dedim ki; ‘ben boş oy kullanacağım, sen ne yapacaksın’ dedim. O da dedi ki; ‘madem siz oy vermeyeceksiniz, o zaman ben de Tayyip’e oy vereyim’ dedi. Böyle işte kader.” şeklinde konuştu. “BU MİLLET İLK KEZ BÖYLE BİR ŞEY YAŞIYOR” Başbakan Erdoğan'ın daveti üzerine AK Parti’ye geçen Soylu, ‘neden AK Parti?’ sorusuna “Çok basit. Bu coğrafyanın ve bu milletin en önemli 10 yılı olduğunu düşünüyorum. Bu millet ilk kez böyle bir şey yaşıyor. Adnan Menderes ve Özal dönemi bir zihniyet dönüşümü dönemiydi, ama o dönemler bu dönemin altyapısını hazırlayan dönemken, bu sinerjiyi oluşturan ve bunu geleceğe nakledecek dönem bu dönem.” karşılığını verdi. “GELİŞMİŞ ÜLKELERLE ARAMIZDAKİ MAKAS İLK KEZ KAPANIYOR” Burada aktif bir görev alıp almamak konusunda bir beklentisi olmadığını vurgulayan Soylu, “Ben bunu referandumda ve 2011 seçimlerinden sonra Türkiye’nin her köşesinde gittiğim konferanslarda kanıtladım. Ya bu enerjiyi yakalamalıyız, eğer bu enerjiyi yakalarsak bu sonuç alınabilir. İlk kez makas kapanıyor. Gelişmiş ülkelerle aramızda ciddi makaslar açıldı, şimdi makas kapanıyor. Bu ivmede, özellikle 2002’den bu yana yapılan bütün yapısal reformlar, ortaya konulan bütün değişimler ve milletin ilk kez kendi değerleri ile aynı noktada bir uyanış, bir silkiniş var. Bir de benden öte biz kavramını ortaya koyan, Türkiye’yi ileriye götürmek için çalışan bir de lideri var. Recep Tayyip Erdoğan diye bir lideri var. Burada yapılması gereken bu güce yardımcı olmaktır. Bu millet ilk kez böyle bir güç yakaladı. Eğer biz bu gücün Türkiye’yi doğrudan etkilemesini, vesile olabilecek ufacık bir katkı ortaya koyabileceksek ne mutlu bize.” “BU ÜLKENİN TAYYİP ERDOĞAN DİYE BİR MARKASI VAR” Türkiye’nin 100 yıldır belki Balkan Savaşları’ndan bu yana bir hayalinin olduğunu ifade eden Soylu, “Türkiye’nin çok uzun yıllardan sonra, 12 Eylül referandumunu buna koyun, 27 Nisan Muhtırası’na karşı tavrı buna koyun, demokratik hangi gelişimi koyarsanız koyun, bu fırsatı Türkiye ilk kez yakaladı. Bu konuda iyi de bir markası var. Tayyip Erdoğan diye bir markası var. Bir bakın etrafınıza marka var mı? Bir marka var, bu marka kendisini ispat etmiş, milletle birlikte de itina ile devirmeden götüren bir kabiliyeti var.” şeklinde düşüncelerini dile getirdi. “DAHASI VAR MI, MİLLETİN ADAMI” Bu arabanın bugüne kadar şoförünün siyasetçiler olmadığının altını çizen Soylu, şöyle devam etti: “Bütün bunları çok net yürüten, bizim tarafımızın adamı. Dahası var mı, milletin adamı. Biz ona katkı koymak, yardımcı olmak zorundayız. Evet bu dışarıdan da olabilir. Şundan caymıştım ben; siyasette yüksek hedefleri olmaktan ben caydım. Bunu çok samimiyetle söylüyorum. Ama bunun sürdürülebilirliğini isterim. Bir aydır tanığım, AK Parti Türkiye’de olması gereken siyaset merkezinin kurum yapısını bulmuş. Burada muhteşem bir akıl işliyor. Bu akıl her gün gelişerek 150-200 yıl sonraya, aynen ABD’deki Cumhuriyetçi, Demokrat parti gibi, İngiltere’de İşçi Parti, Muhafazakar Parti gibi geleneksel bir siyasi yapıyı oluşturmasını arzu ederim. Çünkü bugün AK Parti’nin kuvvetli olmasının sebebi dilindeki devlet değil, milletin gücüdür. Milletin gücü onu kurumsallaştırmıştır, milletin gücü ona devleti dönüştürme görevi vermiştir.” “AK PARTİ OLMASAYDI BUGÜN TÜRKİYE HANGİ NOKTADAYDI? ONA BAKMAK LAZIM” AK Parti ile ilgili eleştirilere de cevap veren Soylu, şöyle bir teklifte bulundu: “AK Parti olmasaydı, bugün Türkiye hangi noktadaydı bir de ona bakmak gerekir. Bu devlet hangi noktadaydı, bir de ona bakmak gerekir. Çıkartalım AK Parti’yi denklemden, bakalım nasıl bir süreç oluşuyor. Ya da bugün kim çıkartmaya cesaret edebilir. Türkiye bugün aynı AK Parti gibi bölgede oyun kurucu olmaya çalışıyor. Sadece bu coğrafyada oyun bozuculuk yapsa bundan sadece bölge değil, tüm dünya etkilenir. Vicdanlı bir şekilde oyun kuruculuk yapmaya çalışıyor. AK Parti şu an tam bu coğrafyanın kalbidir. En önemli dengelerinden bir tanesidir."adana yerel seçimler adana seçimler yerel seçimler adana seçimleri adana 2014 yerel seçimleri


ADANA ÇUKUROVA İlçe Belediyesi











Genel Veriler



Sandık Sayısı

:

723



Seçmen Sayısı

:

221.719



Açılan Sandık

:

723



Kullanılan Oy

:

178.674



Geçerli Oy

:

173.882



Oy Kullanma Oranı

:

%
80.586



Sandık Açılma Oranı

:

%
100.000



Toplam Başkanlık Sayısı

:

1







Lider Partilerin Oy Dağılımı









MHP





35.466










CHP





34.665










AK PARTİ





24.031










DTP





1.834










SP





1.112













Sonuçları XML olarak görüntülemek için tıklayınız.








Parti

Aday Ad Soyadı

Kazanilan Başkanlık

Alınan Oy










MHP

AYTAÇ DURAK

0

61.669










CHP

ÜMİT ÖZGÜMÜŞ

0

60.276










AK PARTİ

MEHMET ALİ BİLİCİ

0

41.785










DTP

ŞİAR RİŞVANOĞLU

0

3.189










SP

SITKI CENGİL

0

1.933










BBP

TANER BOZ

0

1.601










DSP

YALÇIN AKYOL

0

1.404










DP

İBRAHİM GAZİOĞLU

0

623










ANAP

NURGÜL ÇÖLKESEN

0

459










BTP

İBRAHİM DİKENER

0

241










TKP

MEHMET KUZULUGİL

0

176










MP

ALİ ÖĞÜN

0

165










HAKPAR

AZAT SAĞNIÇ

0

146










LDP

ÖZGÜR KARAKÖK

0

65










HYP

SAKİP TEKER

0

63










BAĞIMSIZ

ABDURRAHMAN BOZTAŞ

0

51










BAĞIMSIZ

FATMA SESLİ

0

25










BAĞIMSIZ

CANDEMİR MANSUROĞLU

0

11










BDP



0

0










EMEP



0

0










ÖDP



0

0










İP



0

0
























MHP eski Diyarbakır İl Başkanı: Bahçeli'ye 'Kürt sorununun ismi MHP’dir' dedim




MHP eski Diyarbakır İl Başkanı Abdullah Arzakçı, 2002’den 2009’a kadar il başkanlığı yaptığını belirterek, Devlet Bahçeli’nin bölgeye sahip çıkmadığını iddia etti. Diyarbakır’da istedikleri hiçbir şeyi yapamadıklarını anlatan Arzakçı, Devlet Bahçeli'ye Kürt sorununun isminin MHP olduğunu söylediğini ifade ederek, "Bahçeli şaşırdı. 'Ne zaman ki MHP’den bizim gibi 15-20 Kürt kökenli milletvekili Meclis'e gider, ‘Bu halkın temsilcisi bizleriz’ deriz o zaman bu sorun biter. dedim. Manevi desteğinize ihtiyacımız var dedik ama o manevi desteği göremedik.” dedi. Arzakçı, Başbakanın dik duruşu, ülkede birlik ve beraberliği istemesi nedeniyle Başbakanın ve genel merkezin belirleyeceği bir tarihte 2 bin kişi ile AK Parti'ye katılmayı düşündüğünü de açıkladı.Diyarbakır’da 1991’den bu yana aktif siyasetin içinde olan Abdullah Arzakçı, bu sürecin yaklaşık 18 yılını da Milliyetçi Hareket Partisi’nde geçirdi. 2002’den 2009 yılına kadar MHP’nin Diyarbakır İl Başkanlığı’nı yapan Arzakçı, karşılaştığı olumsuzluklara rağmen Diyarbakır’a MHP tabelası asmasıyla gündeme geldi. Arzakçı, kendi deyimiyle Diyarbakır’da çok sayıda projeyi hayata geçirmek istedi fakat genel başkan Devlet Bahçeli, buna izin vermedi. Bahçeli ile bölge politikaları konusunda anlaşamayan Arzakçı, 2009 yılında MHP’den ayrıldı. Diyarbakır’da milletvekilliği ve belediye başkanlıığına da adaylığını koyan Arzakçı'nın, bu siyasi kimliğinin yanında iş adamı kimliği de bulunuyor. Belli bir süredir AK Parti’nin bölgedeki politikalarını desteklediğini söyleyen Arzakçı, özellikle Başbakan’ın dik duruşundan dolayı artık AK Parti’yi destekleme kararı aldıklarını dile getirdi. AK Parti’ye geçme kararı alan Abdullah Arzakçı, Cihan Haber Ajansı'nın (Cihan) sorularını cevapladı. 1991’den bu yana aktif siyaset ile uğraştığını, 2002’den 2009 yılına kadar MHP Diyarbakır İl Başkanlığı yaptığını vurgulayan Arzakçı, şuan bölgedeki çalışmalarına Avrasya Kalkınma Platformu’nun Güneydoğu Temsilciliği ile devam ettiğini söyledi. Bölgeden 30 yıldır kanayan bir yaranın olduğunu aktaran Arzakçı, “Kürt sorunu, terör sorunu, ne derseniz deyin birçok nedenleri var. Bundan dolayı duyarlı bütün insanlarımızla birlikte bu sorunu nasıl çözeceğimizi istişare ediyoruz. Avrasya Kalkınma Platformu’nun Güneydoğu Temsilcisi olarak hızlı bir şekilde, bölgedeki kanaat önderleri ile dini liderlerle istişareler yapacağız. Yine önümüzdeki günlerde bölgedeki valilerimizle istişare toplantısı yapmayı düşünüyoruz. Güvenlik sorununu çözmemiz lazım, barışı sağlamamız lazım. İstişareler sonrasında Sayın Başbakanımıza rapor sunacağız.” diye konuştu. "ONLAR STK'LAR KURUYORDA BİZ NEDEN KURMAYALIM"Güneydoğu halkının hükümete güvendiğini vurgulayan Arzakçı, halkla istişare yapılması gerektiğini söyledi. Birilerinin bölgede sürekli bir sivil toplum örgütü kurduğuna dikkat çeken Arzakçı, şöyle konuştu: “Daha sonra bu STK’lar çıkıp onları destekliyor. Peki kardeşim biz neden kurmuyoruz. Bundan sonra onlar 50 ise biz 60 olarak çıkacağız. Çıkıp anlatmalıyız, sırtımızı bir yere dayanarak değil, halkla birlikte olarak. Biz bu ülkenin evladı olarak huzur istiyoruz, barış istiyoruz.”"DEVLET BAHÇELİ'YE, 'KÜRT SORUNUNUN ADI MHP'DİR DEDİM"MHP’de görev yaparken toplantılarda Güneydoğu sorununu hep Devlet Bahçeli’ye anlattıklarını belirten Arzakçı, Bahçeli’ye Kürt sorunun olduğunu, hatta sorunun isminin MHP olduğunu söylediğini aktardı. Toplantılarda genelde Bahçeli’nin elini öptüklerini ve sağlığına 'duacı' olduklarını ilettiklerini vurgulayan Arzakçı, birgün Bahçeli’ye “Efendim Kürt sorunun ismi MHP’dir” dediğini, Bahçeli’nin de şaşırdığını söyledi. Arzakçı, Bahçeli ile diyalogunu şöyle anlattı: “Ne zaman ki MHP’den bizim gibi 15-20 Kürt kökenli milletvekili Meclis'e gider, ‘Bu halkın temsilcisi bizleriz’ deriz o zaman bu sorun biter. Biz konuşmadığımız sürece birileri çıkar der ki ‘Kürtlerin temsilcisi biziz’. Yani biz çıkmazsak o insanlarımıza birileri sahip çıkacak. Manevi desteğinize ihtiyacımız var dedik ama o manevi desteği göremedik.”"DEVLET BEY ADAMINA SAHİP ÇIKMIYOR AMA BAŞBAKAN SAHİP ÇIKIYOR"Arzakçı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Devlet bey devletine sahip çıkar ama adamına sahip çıkmadıktan sonra bu işin anlamı kalmaz. Sayın Başbakanı takdir ediyoruz. Bazen bakıyoruz Alparslan Türkeş’in bir damarı Sayın Başbakan’da var. Adamına sahip çıkıyor. Adamına sahip çıkmak ayrı bir şeydir. Yani sen Hakkari’deki Şırnak’taki adamına sahip çıkmazsan birileri sahip çıkar. Ben çok defa Diyarbakır’da il başkanları toplantısının yapılmasını istedim. Sonra milletvekilleri gelsin şehri gezsin, siz gelin konferans verin. Benim MHP’den ayrılma sebeplerim bunlar. Benden sonra geldi ama içi boş iz bırakamadı.”"GÜNEYDOĞU İNSANI BAŞBAKANI DESTEKLİYOR AMA ÜZERİNDE BASKI VAR"Herkesin el birliği ile Başbakan’a destek vermesi gerektiğini bildiren Arzakçı, Diyarbakır ve Güneydoğu insanının Başbakanı desteklediğini fakat üzerinde bir baskının olduğunu ifade etti. Bu baskının ortadan kalkması için halkın yanında hissetmesi gerektiğine dikkat çeken Arzakçı, eğer yanlarında olduğunu hissettiremezsen bu defa halkın diğer tarafta yer alacağını anlattı. Kendisinin şu anda siyasetçi olmadığını söyleyen Arzakçı, isteğinin siyasilerin varlığını ortaya koyması olduğunu ve kağıt üzerinde il başkanlığı ve yöneticiliğin olamayacağını vurguladı. "KAYITSIZ ŞARTSIZ AK PARTİ'YE GEÇECEĞİZ"Önümüzdeki günlerde 2 bin kişi ile kayıtsız şartsız AK Parti’ye geçecekleri bilgisini veren Arzakçı, şu ifadeleri kullandı: “Sayın Başbakanımızın dik duruşundan dolayı, ülkede birlik ve beraberliği istediğinden dolayı Başbakanın ve genel merkezin belirleyeceği bir tarihte 2 bin kişi ile katılım yapmayı düşünüyoruz. Diyarbakır’ın insanı tertemizdir, hepsinin anlı secdeye gider. Hepsi muhafazakardır, hepsi de AK Parti’ye yakın olan insanlardır. Yeter ki orada siyaset yapanlar varlığını ortaya koysun.”"BÖLGEDE DİĞER PARTİLERİN SANDIK GÖREVLİLERİNİ DE BDP BELİRLİYOR"Bölgede yıllarca görev yapmış bir siyasetçi olarak özellikle de güvenlik noktasında alınması gereken önlemlerini anlatan Arzakçı, özellikle sandık başında duracak kişilerin çok önemli olduğunun altını çizdi. Bunların gerekirse 1 yıl önceden seçilerek eğitilmesi gerektiğini bildiren Arzakçı, bunları sık sık denetleyerek gerçekten partinin adamı olup olmadığının anlaşılması gerektiğini söyledi. Arzakçı, BDP’nin bölgede sandık başındaki politikasını da şu sözlerle gözler önüne serdi: “MHP’den 200 kişiyi sandık başına yazdırıyor, AK Parti’den 500 kişi yazdırıyor, hiç BDP ile alakaları yokmuş gibi. Sonra sandık başındaki MHPli de, AK Parti'li de, BDP’ye çalışıyor. Sen vekil olarak kontrole gittiğinde de seni tanımamazzlıktan geliyor, çünkü korkuyor. Buna çok dikkat etmek lazım.”"VAROŞLARDA OY KULLANDIRILMASIN"İkinci olarak ise bölgede varoşlarda kullanılan oylara dikkat çeken Arzakçı, buralarda oy kullanılmaması gerektiğini, sandıkların devletin güvenliğini tam olarak sağlayabileceği bir yere taşınması gerektiğini aktardı. Aksi halde oy kullanmaya çok kişinin gitmediğini ve bu insanların yerine sandık başındaki BDP’lilerin oy kullandığına işaret eden Arzakçı, oyların hepsinin hemen BDP’ye yazıldığını kaydetti. "AK PARTİ, YEREL SEÇİMLER İÇİN ŞİMDİDEN 3-4 BİN KİŞİYİ YETİŞTİRMESİ LAZIM"AK Parti’nin seçim noktasında bu bahsettiklerinden hiçbirini yapmadığını da bildiren Arzakçı, AK Parti’nin yerel seçimlere şimdiden 3-4 bin kişiyi eğitme önerisinde bulundu. Gerekirse ay bir bu kişileri arayarak denetlemesi gerektiğini anlatan Arzakçı, bu eğitimlerle ancak seçimin alınabileceğini söyledi. "AK PARTİ DİYARBAKIR İL BAŞKANININ AÇIKLAMASI TALİHSİZDİ"Dokunulmazlık tartışmaları sonrası istifa eden AK Parti Diyarbakır İl Başkanı’nı da tanıdığını söyleyen Arzakçı, kendisini tandığını, muhafazakar bir insan olduğunu, yaptığı açıklamayı talihsiz bulduğunu söyledi. AK Parti’li başkanın bir muhafazakar olarak BDP gibi düşünemeyeceğini aktaran Arzakçı, “Ben BDP gibi düşüneceksem o zaman niye AK Parti’ye destek vereyim.” dedi. "DİYARBAKIR'IN YÜZDE 90'I MUHAFAZAKAR, BDP'YE BU KADAR OY İMKANSIZ"Diyarbakır halkının yüzde 90’nın muhafazakar olduğunun altını çizen Arzakçı, bunların BDP’ye oy vermesinin söz konusu olamayacağını bildirerek, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin önüne dikilen iki heykelin bile halkın sembolü olmadığına dikkat çekti. Allah'ın 99 ismi sayısınca kurban keserek bir toplantı ile AK Parti’ye katılacaklarını vurgulayan Arzakçı, rahat 5 bin kişi diyebileceğini fakat 2 bin kişi garanti ile geçiş yapacaklarını duyurdu. adana yerel seçimler adana seçimler yerel seçimler adana seçimleri adana 2014 yerel seçimleri


Dağ: Dalaman yolunun bitirilmesini istiyoruz




Denizli AK Parti Acıpayam İlçe Başkanı Hüseyin Dağ, Pamukkale Üniversitesi (PAÜ)’ne bağlı meslek yüksekokulunun bazı bölümleriyle Dalaman yolunun bitmesi için çalışacaklarını belirtti. Milletin AK Parti'yle gerçek iradesine ve egemenliğine kavuştuğunu söyleyen Dağ, “Eğitimde ücretsiz kitaptan, bugün artık dünyaya örnek olacak tablet bilgisayarlar dağıtılmaya başlandı. Bizler Türkiye’nin kalkınma ve gelişmesine hız kesmeden devam etmesini istiyoruz. Bu kapsamda 2014 seçim çalışmalarına şimdiden başlayacağız. Esnaflarımızı ziyaret edeceğiz, köylerimizi dolaşacağız. Kimse bize, 'Seçimden seçime geliyorsunuz.' demeyecek. Kadın kollarımız aktif olarak çalışacak. Sorun değil, çözüm olacağız. Herkesi kucaklayacağız.” şeklinde konuştu. Acıpayam’da yeni hastanenin en kısa zamanda hizmete açılması için çaba sarf edeceklerini de vurgulayan Hüseyin Dağ, “PAÜ Meslek Yüksekokulu’nun yeni bölümlerinin açılması için çalışacağız. Yine bölge halkının yıllardır beklentisi olan Dalaman yolunun da bitmesini istiyoruz.” dedi.adana yerel seçimler adana seçimler yerel seçimler adana seçimleri adana 2014 yerel seçimleri


AK Parti İzmir İl Başkanı Akay, teşkilata ev ödevi verdi




AK Parti İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay, 30 ilçe başkanıyla yemekli toplantıda biraraya geldi. Toplantıdan önce ilçe başkanlarına, yeni il başkanlığı yürütme üyelerini tek tek tanıştırdı. Akay, 2014 yerel seçimleri, Cumhurbaşkanlığı ve genel seçime hep birlikte çalışacaklarını belirterek, “2011 genel seçiminde İzmir’de elde ettiğimiz başarıyı, önümüzdeki yıllarda yapılacak üç seçimde daha üst seviyeye çıkarmayı arzuluyoruz. Birlik beraberlik ve uyum içinde, aynı özveriyle İzmir teşkilatının başarısını en üst seviyeye çıkaracağız.” dedi.Ardından teşkilattan sorumlu AK Parti İl Başkan Yardımcısı Mahmut Atilla Kaya, ilçe başkanlarına teşkilat çalışmasının önemi ve üye kayıt çalışmalarıyla ilgili dikkat edilmesi gereken hususları anlattı. Kaya, 30 ilçe başkanına seçmen sayılarına göre yeni hedefler verdi. Ayrıca üye kayıtlarına önem verilmesini, mahalle başkanlıklarının ve sandık kurullarının oluşturulması çalışmalarının hızlandırılmasını istedi. Daha sonra siyasi ve hukuki işlerden sorumlu İl Başkan Yardımcı Mahmut Badem, milletvekillerinin saha çalışmalarıyla ilgili değişiklikleri ve yeni çalışma sistemini anlattı.adana yerel seçimler adana seçimler yerel seçimler adana seçimleri adana 2014 yerel seçimleri


10 Mart 2013 Pazar

CHP İstanbul İl Teşkilatı'nda bayramlaşma




Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üyeleri bayramlaşmak için İstanbul İl Teşkilatı'nda bir araya geldi. Bayramlaşma sonrası partililere seslenen İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, 2014 yılında yapılması beklenen yerel seçimler için yoğun bir çalışma içinde oldukları söyledi. CHP İstanbul İl Merkezi'nde bayramlaşma programına, Oğuz Kaan Salıcı'nın yanı sıra İstanbul Milletvekili Mahmat Tanal, parti meclisi üyeleri Sevnur Yıldırım, İbrahim Yener ve Burhan Şenatalar ile Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk katıldı. Oğuz Kağan Salıcı bayramlaşma öncesinde yaptığı konuşmada, 2014 yerel seçimleri için şimdiden kolları sıvadıklarını söyledi. Salıcı, Ramazan ayı boyunca gitmedikleri iftar ve elini sıkmadıkları kimsenin kalmadığını söyledi. 1,5 milyonun üzerinde insana ulaştıklarını belirten Salıcı, "Bundan sonra bahane öne sürecek hiçbir şeyimiz yok. Hep beraber yoldaşça bir araya gelerek birlik içinde yerel seçimlere hazırlanacağız. Başarılı projelerimizi ön plana çıkaracağız. Başarılı olmak için gereken eksiklerimiz, yanlışlarımız varsa onlardan da ders çıkaracağız. Ve önümüzdeki dönemde birlik, bütünlük için de İstanbul'u seçime götüreceğiz. Eğer 20014'te siz İstanbul'u yıkarsanız AKP diye bir şey kalmaz Türkiye'de. AKP ne yaparsa yapsın biz İstanbul'daki belediye sayımızı 20'nin üzerine çıkaracağız. Büyükşehir Belediyesini alacağız." ifadesini kullandı.Asıl bayramı, seçimleri kazandıkları gün yaşayacaklarını belirten Salıcı, "Buraya geldiniz, inancınızı gösterdiğiniz ve önümüzdeki dönemde partinin bir neferi olarak hamal gibi çalışacağınız için teşekkür ederim." sözleriyle de konuşmasını tamamladı. adana yerel seçimler adana seçimler yerel seçimler adana seçimleri adana 2014 yerel seçimleri yerel seçimler yerel seçim sonuçları2014 yerel seçim2014 yerel seçim sonuçlarıAdana yerel seçimleri Adana yerel seçim sonuçlarıadana 2014 yerel seçimAdana 2014 yerel seçim sonuçları30 mart 2014 yerel seçimler 30 mart 2014 yerel seçim sonuçları2014 yerel seçim2014 yerel seçim sonuçları


Gubaş: CHP'ye kaptırdığımız Manavgat Belediyesi'ni almaya kararlıyız




Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Manavgat İlçe Başkanlığı, istişare toplantısının ardından yerel seçim çalışmalarına başladı.MHP Manavgat İlçe Başkanı Halil Gubaş, mahalli idare seçimlerine bir yılı aşkın süre kala çalışmalara başladıklarını açıkladı. Hedeflerinin, geçen dönem CHP'ye kaptırdıkları Manavgat Belediyesi'ni almak olduğunu belirten Gubaş, seçim tarihine kadar ev ev dolaşarak, 2014'de CHP'nin elinden belediyeyi geri almaya kararlı olduklarını kaydetti. Önümüzdeki yıl yapılacak mahalli seçimlerin, aynı zamanda MHP'yi tek başına iktidara taşımada lokomotif olacağını belirten Gubaş, genelde iktidar olmanın yolunun da yerelden geçtiğini söyledi. Gubaş, "29 Mart yerel seçimlerinde CHP'ye kaptırdığımız Manavgat Belediyesi'ni almaya kararlıyız. Yerel seçim tarihine kadar hazırlayacağımız program dahilinde ev ev, mahalle mahalle ve köy köy dolaşarak Manavgat'ta üç hilali yeniden dalgalandıracağız. Gücümüzü milletten alıyoruz. Halkımızın partimize gösterdiği teveccüh, 2014'de belediyeyi yeniden alma azim ve gayretimizi zinde tutuyor." diye konuştu.adana yerel seçimler adana seçimler yerel seçimler adana seçimleri adana 2014 yerel seçimleri yerel seçimler yerel seçim sonuçları2014 yerel seçim2014 yerel seçim sonuçlarıAdana yerel seçimleri Adana yerel seçim sonuçlarıadana 2014 yerel seçimAdana 2014 yerel seçim sonuçları30 mart 2014 yerel seçimler 30 mart 2014 yerel seçim sonuçları2014 yerel seçim2014 yerel seçim sonuçları


7 Mart 2013 Perşembe

Eğitim Bir Sen: Nevşehir Üniversitesi'nde yaşanan keyfi uygulamalar son bulmalı




Memur-Sen’e bağlı Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim Bir Sen) Nevşehir Şube Başkanı Mustafa Özdemir, milletin malı olan ve hayırseverlerin büyük destekleri ile büyüyen üniversitede hiç kimsenin makam hırsı ile davranmaya hakkının bulunmadığını da vurguladı. Eğitimciler Birliği Sendikası Nevşehir Şubesi tarafından Bey Konağı Restaurant’ta yemekli düzenlenen İstişare Toplantısı'nda yeni YÖK Kanunu Tasarısı ve Nevşehir Üniversitesi’nde yaşanan sorunlar tartışıldı.Toplantıya, Nevşehir Üniversitesi’nden akademisyenleri, idari personellerinin yanı sıra Eğitimciler Birliği Sendikası Şube yönetimi ve üyeleri katıldı.Toplantıda konuşan Eğitimciler Birliği Nevşehir Şube Başkanı Mustafa Özdemir, sendikanın kurulduğu günden bugüne kadar her fırsatta bir an önce YÖK Yasası'nın değiştirilerek çağdaş ülkelerde olduğu gibi üniversitelerin ve akademisyenlerin önlerindeki engellerin kaldırılması için çalıştıklarını vurgulayarak, " Maalesef bugüne kadar YÖK yasasına ilişkin ciddi çalışmalar yapılmamıştı. Kurulduğu günden bugüne kadar bu yasa sorun üretmeye devam etmektedir. Bu yasanın zarar verdiği üniversitelerimizden biri de Nevşehir Üniversitesi’dir. Nevşehir Üniversitesi kurucu rektörün atandığı günden bu yana Nevşehirlileri hayal kırıklığına uğratmaktadır. Üniversitelerimiz akademik çalışmaların ve özgürlüğün zirve yaptığı, her türlü bilimsel çalışmaların yapıldığı, akademik çalışma ve başarıları ile ismini duyurması gerekirken atılan her adım rektörün seçimine endekslenmiş durumda. Olaylar sadece Filiz Kılıç’ı yeniden rektörlüğe taşıyacak şekilde planlanmıştır. Nevşehir Üniversitesi seçime endeksli çalışmalarıyla 4 yıl kaybetmiştir. Bir 4 yılın daha kaybedilmemesi için Eğitimciler Birliği Nevşehir Şubesi olarak elimizden geleni yapmış durumdayız. Sonuç olarak Filiz Kılıç yeniden rektörlüğe atandı. 53 Arkadaşımız bu yanlış gidişe 'dur' demek için tercihini farklı bir şekilde kullandı. Ancak Sayın Cumhurbaşkanının takdiri Filiz Kılıç’tan yana olmuştur. Rektör hanım ikinci kez seçildikten sonra kendisine oy vermeyen isimlere karşı olumsuz ve keyfi uygulamalar yapmış, bu durum yerel gazetelerde sıkça yer almış, kamuoyundan da tepki görmüştür. Bu uygulamaların sona ermesi gerekmektedir” dedi.adana yerel seçimler adana seçimler yerel seçimler adana seçimleri adana 2014 yerel seçimleri